‘SEVGİLİ GÖNLÜNDEN ÇIKMIYOR DİYE’

M.Akif İNAN’a

aşk ile yaydın toprağa
kalbin hamlesinden geçirilen sözcükleri
sözün sılasında tartarak bir bir
sevgililer çileyen medeniyet siperlerinden
defterlerine olağanüstüler gelsin diye
güller suladın
deli fişek mevsimler boyunca
evleri evlere bağlayan gözyaşı törenlerinden

külliyesi bilinç üreten kardeşliğin kapılarına
susmalar anlatan ruhun
serüvenlerine baka baka
yapraklar serpilirken içimizden dışımıza
adları Kudüs
Mekke Medine olan
çiçeklerini öperek dağların
dirildin dirilsin dediğin çocuklarınla bir yaman

insan inanırsa bir kezliğine
yerliliğin çağ dışı görülen ilgisine
doğar elbet
Allah’ın yoğuran işaretinden
Oyunlar kollayan ölümsüzlüğe
melekleri anlatan şiir
söküklerini diker gönlümüzün
kuzeyler batılar yakılan semazenlerin dönüşünden

fasılasız geçildikçe bir bir muhayyel sanılan nazarlar
oğullar büyür
rüyalar dölleyen uykuların zelzelesinden
Mescidu’l-Aksa sıcaklığına
aslolan aşk bahsini sarmak için
yükselen yüreklerin sükunetinden
dualar çıkaran sevgililerin
Kerbela paylaşan alınlarına yürür yaşamak

ihtimal hesaplarına çarşılara tozuyan aklım
yollar elveda çağlarına dönüyor sonunda
‘Tenha Sözler’ dökülen dudakların kıvrımından
gönlün resmini dikizleyen şairlerin imlasına
müşa’şa’ harfler dolduran sultanlığın
masallarını terleyen hayat gibi
kalbin yamaçlarına aynalanan aşkla
söylen rahatça mekanın İbrahim Makamı’nda

nasıl olsa elemler oynatamaz artık içinin bozkırlarını
savaşlar kazınan toprağın provasından
evini hoşça kur
giyinerek sonsuzun yamanmaz giysisini
öldürünce güzel öldüren yarin aşkına
defterleri kapanan bir ömrün menkıbesinden
geldik geçiyoruz işte
evvelzaman şekilleri şerholan ruhların deryasını

aşılmaz denilen bayırlara dökemeden eteğimizdekileri
ayetler dolaşan gövdemizin limanlarından
ötedünya renkleri çalışan yeryüzüne
‘Vaktinde yönelsin dost Hakka diye’
kadifeler getiren kar gibi
günler boyu
yağmurlanan acıların muhaciri
hazır ol çağrılarını kuşanan ervahın temennasıdır

neyleyip netsek
zaman bulunmuyor halleşmeye
söz müntehasını bulmadan
dil dönmüyor
dönmüyor emanetin elvahını yüklenen gövdemiz
hakkın helal et demeye
‘Hicret’i hatıra kalan burcumuzdan
bir iftar hüznüyle kayıp giderken şiir beyi

16 Haziran 2000